Yazılım Danışmanlığı mı Yoksa Proje mi?

Yazılım Danışmanlığı mı Yoksa Proje mi?

Yazılım danışmanlığı mı yoksa yazılım projesi mi yapmak arasında kalan kardeşimizin sorusunu cevaplıyoruz.

SORU:

Öncelikle cevaplamasanız bile yinede bi mail atın bana olurmu cevaplamayacağım diye.Şimdi kodçu herifçiğim siteni daha bu gün yeni keşfettim girdim bi baktım dolaştım okudum yaladım yuttum.Soru cevap olayını da çok beğendim.Bir soruda bende var ve cevabını kendim aramaktaydım.Bu konuda sorunun cevabının kafamda netleşmesi konusunda yardımın olabileceği için sana da bir sormayı uygun buldum.Hali hazırda üniversite de yazılım okuyan bir öğrenciyim.Fakat benim yazılım hayatım okul ile başlamadı.Ben bir pokemon fanıyım.Çocukluğumdan beri takip ederim ve türkiyede yasaklanmasını iplemeyerek sürekli takip etmeye devam ettim.İlk bilgisayarımı aldığımda bi abimden rica edip bilgisayarıma emulatör ile bir pokemon oyununu yüklemesini rica ettim.Bana o güne kadar çıkmış tüm oyunlarını yükledi.Hırsım ve birşeyleri herketen farklı ve daha fazlasını elde etme isteğimin de etkisiyle bu oyunlarda hileler buldum ve kullandım.Ama bu hileleri kullanmak bana çok faklı bir bakış açısı kazandırdı.O anki durumumda ben sadece birilerinin bilgisiyle oluşturulmuş bir aracı kullanarak bir şeyler elde etmiş biriydim.Buna rağmen arkadaşlarımdan ilerdeydim.Peki bu araçları oluşturan kişi ben olsaydım nasıl olurdu diye düşünceler sardı beni(İlk okul dönemlerim bunlar).

Bu düşüncelere yanıt aramak için yaptığım araştırmalarda yazılımcı olmam gerektiği kanısına vardım.Ama bu kanıya vardığım noktaya ulaştığımda bu hayalın getirisi kafamda bir oyun hilesinden çok daha ileri noktalara gelmişti.Mesela bi muhasebe programını çok iyi kullanabilip özel şirketlerde çok deli maaşlarla çalışan insanlar vardı.Ama benim için yüksek nokta bu değildi.Benim için yüksek nokta işverenler için bi kriter niteliğine ulaşmış bu programı gelişiren kişi\kişilerdi.Öğrenmeye başladım.Orta okuldayken (6-7. sınıf falan) bir hesap makinasını 2 dilde yazabiliyordum.(Java & C# ).Tabiki bunun devamında da lisede yaılım bölümünü seçtim.Meslek lisesi öğrencisiydim ve meslek liselerinde daha 2. sınıfta kod yazmaya başlanıyor.C# kullanıyorduk ama ben verilen modullerin kitabını açmadan ve derslerimi uyuyarak geçirerek uygulama ve yazılı sınavlarımın tümünden tam puan aldım.Yazılım dışında diğer konulara ilgim olmadığı için (Cebir Edebiyat vs.) Ygs Lys tarzı ezberci eğitim sisteminin veletleri olan sistemlerden düşük puanlar aldım.Şu an özel bir üniversitede 2 yıllık tam burslu yazılımcılık okuyorum.Yavaş yavaş soruya geliyorum.Freelancer tarzı veya eş dost tavsiyesiyle işler alıp biraz paralar kazandım ve hala kazanıyorum.Lise stajımı bir e-ticaret sitesinde yaptım ve ordaki projem presta shop sisteminde satış analizi – müşteri takibi – Ürün otomasyonu – üreticilerden gelen xml leri kendi içinde geliştirdiğim script diliyle kullanıcının yazmış olduğu scriptlere göre xml i düzenleyip işleyip sisteme falan giriyordu.Yani bu işte bişeyler yapabiliyorum ve süreklide öğreniyorum.Ama zamanla yapmama rağmen karşılık alamadığımı fark etmeye başladım.İştediğim geri dönüşü sağlayamıyordum.Ne ekonomik nede sosyal açıdan ileri gidemedim.Zamanla kod yazmak yerine kod yazan insanlara yardımcı olmak onları eğitmek nasıl yazmalarını gerektiğini göstermek veya hali hazırda yazdıkları kodları ne şekilde düzenlerlerse daha fazla verim alırlar gibi incelemeleri yapmaktan daha fazla keyif aldığımı fark ettim.Yada bir projeyi yapmak isteyen bir kişi bana projesini anlattığında bunu adım adım ve parça parça ne şekilde yapacağı üzerine düşünmek kafadaki projeji modelleyerek kağıda dökmek gibi şeyler.Çok uzattım sanırım ama hakkımda ne kadar ayrıntıya ulaşırsanız o kadar nokta atışlı bir cevap verebilirsiniz diye düşünüyorum.Ben kendimi yazılım danışmanlığı işine atmak istiyorum sanırım. Hali hazırda bir anlatım yaptığım bi internet sitem ve seminer hazırlıklarım var. Ama soru şu : Sizce yazılım danışmanlığı alanında mı devam etmeliyim yoksa aptığım yazılımlardan mı para kazanmalıyım.Yani hangisini seçmek daha verimli veya garanti olur.Ve ayrıca meun olduğum üniversite çok ta şa şa lı olmadığı için basit bi şirkette sürünmek istemiyorum.Çünkü yazılım alanında iyiyim ve daha iyi olmak istiyorum.Ne yapmalıyım.Bu arada ekonomik olarak iyi bir düzeyde değilim sürünüyorum denebilir 0 dan inşa etmeye çalışıyorum.

CEVAP:

Yazılımdan Uzaklaşmak

Yazılımdan UzaklaşmakAklıma zincirli kuyu mezarlığında yazan “Her canlı ölümü tadacaktır” yazısı gibi “her yazılımcı bir gün yazılımdan uzaklaşacaktır” sözü geliyor.

Bir arkadaşım Türkiye ‘nin en büyük muhasebe programını yazan kişinin seminerine katılmıştı ve o kişinin artık yazılım ile uğraşmadığından bahsetmişti. Söz konusu zaman bundan 10 küsür sene öncesiydi. Ben o dönemde yazılıma yeni başlamıştım ve o kişinin yazılımdan uzaklaşmasına anlam verememiştim. Çünkü çok büyük bir aşkla başlamıştım yazılıma ve ömür boyu yapmak isteyeceğimi düşünüyordum. Fakat gerek sektörel sıkıntılar, gerek beklentiler içine girip bu beklentilerin karşılığını alamamanın yarattığı hayal kırıklıkları, gerekse yaşın ilerlemesi nedeniyle yazılım ile uğraşmak eskisi kadar büyülü gelmiyor sanırım.

Yaş geldi 30’a ve artık ister istemez daha maddi, daha gelir getirme ihtimali yüksek işlere yönelmek zorunda olduğunu düşünüyor insan. Sen yıllarca yazılımda bir taraflarını yırtıp, çoğu kişinin yapmak isteyip yapamadıklarını yapmana, herkesin teknolojik konularda danıştığı kişi olmana rağmen maddi sıkıntılar çekerken, gayet basit işlerde çalışan yada kendisini geliştiren kişilerin ciddi paralar kazandığını, senden çok daha rahat bir hayat sürdüğünü görünce insanda ister istemez bir soğuma oluyor.

Bunun başlıca nedeni her zaman söylediğim gibi yazılıma ülkemizde hak ettiği değerin verilmemesi. Amerika ‘da yada Avrupa ülkelerinde yazılım ile uğraşan kişiler ya ülkemizdeki kadar ciddi iş sıkıntısı yaşamıyor ya yaptıkları projelere destek alıyor yada yaptıkları projeleri ömürlerinin geri kalanı boyunca rahat edecekleri ücretlere satıyorlar. Fakat bu ülkemizde maalesef olamıyor. Hem projeler ile uğraşacak maddi ve zaman yetersizliği söz konusu, hem kayda değer destek sorunları var hemde projeler hak ettikleri fiyatlarda alıcı bulamıyor.

Ben bunları her fırsatta söylüyorum. Hatta bir çok yerdeki makalelerimde belirtiyorum. Milyonda bir örneklere bakıp yazılıma heves eden ve yazılımdan zerre kadar anlamayan gençler beni yazılımdan soğutmak ile suçluyor =) Fakat yazılımın içinde yıllardır olan kişiler her daim söylediklerime sonuna kadar katılıp, son derece doğru söylediğimi dile getiriyorlar. Hal böyleyken bizim ülkemizde “doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar” sözü bir kez daha doğrulanıyor. Masal anlatanlar seviliyor. “Yaparsın sen, aslansın sen, yazılım ne ki … Fiyuuu … Bir kaç haftada su gibi öğrenirsin” diye yalan söylesem herhalde sevenimiz daha fazla olurdu =) Fakat hayatta hep dürüstlüğünden kaybeden biri olarak, kaybedeceğimi bile bile dürüstlüğümden taviz vermedim ve vermeyeceğimde.

Yazılım Projesi Yapmak

Yazılım Projesi YapmakYazılımı ben piyango biletine benzetirim. Kendisiyle uğraştığın sürece ikramiye kazandırma potansiyeli vardır. Fakat bu ikramiye aynı piyango biletinde olduğu gibi bazen milyonlarca kişiye amorti kazandırır, bazen küçük bir kesime hayatını devam ettirebileceğin kadar kazandırır, bazende bir iki kişinin hayatını kurtaracak büyük ikramiye kazandırır. Dolayısıyla seni rezil de eder, vezirde.

Özellikle Türkiye ‘de bir firmada yazılımcı olarak çalışıp tabiri caizse bok gibi para kazanan kişiler yok. İstisnalar hariçtir elbet ama bu oran yüzde 1’dir. Yani 100 bin yazılımcı varsa ancak bin tanesi kayda değer, rahat bir hayat sürdürmelerini sağlayacak paralar kazanıyordur, ki rahat hayattan kastım temel ihtiyaçlardan kısmayıp, 10 senede standart bir ev ve araba alabilecek seviyede olmak. Onun haricinde yazılımdan kayda değer para kazananlar yazılım projesi yapan ve onu tutturan kişilerdir.

Zaten her yazılım ile uğraşan kişinin muhakkak bir projesi olması gerek. Çünkü şöyle düşünün. Her ne kadar yazılımı severseniz sevin yaş ilerledikçe beyin fonksiyonları yavaşlar. Sürekli çıkan yeni şeyleri takip etmeyi, öğrenmeyi gerektiren meslek olan yazılımı 40, bilemedin en fazla 50 yaşından sonra yapamazsınız. E o yaştan sonra ne yapacaksın … Kod yazamayacağın bir iş yapman gerek. Ya şirket seni proje yöneticisi yapacak, ki bu kayda değer bir geçmiş ve şirketin seni bünyesinde tutmak istemesini gerektirir yada kendi projeni yapacak ve yöneteceksin. En kötü bir yazılım firması açıp, bir kaç eleman alıp, şirketlere yazılım üreteceksin.

Yazılım son 10 küsür senede yükselişe geçtiği, ilgi gördüğü için bunları kimse düşünmüyor. Günümüz yazılımcıların hemen hemen hepsi 40’ını görmemiş kişiler. Zaten bütün yazılımcı arkadaşlarımda benimle aynı düşüncede. Yani bu mesleği en fazla 5-10 sene daha yapacaklarını düşünüyorlar. Bu yüzden çoğu yazılım projesi yapmak ve üretmek için uğraşıyorlar. Ne kadar erken yazılım projesi üretmeye başlanılırsa o kadar çok tecrübe edinilir ve çok geç olmadan birisinin tutması vesilesiyle hayat kurtulur.

Yazılım Danışmanlığı

Yazılım danışmanlığı bence güzel iş. Şirketlere yada kişilere tecrübelerini aktarıp bunun karşılığında para kazanma ihtimali var. Bunun yanı sıra seminerler düzenleyip katılım ücreti alarak para kazanma şansı var.

Fakat bu konuda da çok ciddi bir sorun var o da etiket. Yani hangi sıfatla danışmanlık yapacak yada seminer vereceksin … Mesela ücret karşılığında danışmanlık yapıyorsun diyelim. Benimde atıyorum mobilya şirketim var ve yazılım yada teknoloji alanında şirketime danışmanlık yapacak birini arıyorum. Seni neden danışman olarak işe alayım yada ücret karşılığında senden belli bir program dahilinde danışmanlık hizmeti alayım? Programcılık okuman, yazılımda çeşitli işler yapman benim için bir şey ifade etmez çünkü ben mobilyacıyım. Sabaha kadar anlatsan da anlamam zaten.

Yazılım DanışmanlığıDiğer yandan seminer düzenleyeceksin ve bende yazılım semineri veren birinin seminerine gitmek istiyorum. Neden seminerine gideyim? Ben çok seminere gittim ve çeşitli büyük şirketlerin düzenlediği seminerlere konuşmacı olarak giden arkadaşlarım var. Fakat onların hepsi Türkiye ‘de çeşitli projeler ile geniş kitlelere sesini duyurmuş kişiler. Bir seminer olduğunda katılmak isteyenler önce kimlerin konuşmacı olacağına bakar. Konuşacaklar listesinde konuşmacıların isimlerinin altında ne iş yaptıkları, hangi projeleri ürettikleri yazar. Bu projelerde herkes tarafından bilinen ve ses getirmiş projeler olmalıdır.

Seminerlere ne kadar gittin bilmiyorum ama seminerlere gidenlerin çoğu kişiye, çok azı konuya gider. Yani atıyorum bir yazılım semineri var diyelim. 5 tane konuşmacı var.  Türkiye ‘de yazılım alanında ses getirmiş, seminere katılanların hepsi tarafından tanınan kişi 4. konuşmacı olarak çıkacak diyelim. Bütün seminere katılanlar o konuşmacının konuşmasını bekler. İlk 3 konuşmacıyı ya öylesine dinler yada dinlemezler. Sıra o kişiye geldiğinde herkes o tanınan kişinin konuşmasını dikkatle dinler. O kişinin konuşması bittikten sonra salonun yarısından çoğu salondan çıkar. Beşinci konuşmacıya yazık olur … O yüzden seminerlerde en çok tanınan kişileri sona saklarlar. Yani yine söylüyorum, katılımcılar konudan çok kişiye gider.

Dolayısıyla hem danışmanlık yapmak hemde seminerler vermek için yine dönüyoruz, dolaşıyoruz aynı noktaya geliyoruz: Yazılım projesi yapmak. Yani danışmanlık yapmak istiyorsan A firmasına gideceksin ve diyeceksin ki “ben Türkiye ‘de 5 milyon kişinin kullandığı şu projeyi yaptım” yada “ben Türkiye ‘nin en büyük X firmasının Y projesini yaptım“. Çünkü dediğim gibi sen adamlara gidip “prestashop, xml, Java, C#” dedin mi “ne diyor lan bu …” der gibi sana bakarlar, sabaha kadar da anlatsan anlamazlar. Fakat “Türkiye ‘nin en büyük X firmasına Y projesini ben yaptım” dedin mi, adamda o firmanın ne kadar büyük olduğunu bildiğinden “Vaayyy! X firmasına hemde … Tamam o zaman” der ve anlaşmak ister.

Hiç unutmuyorum. Bir şirkette bilişim bölüm sorumlusu olarak çalışıyordum. Yazılım hizmeti veren bir firma ile bağları koparmak için yaptıkları çalışmaya dair bilgileri gidip almamı istediler. Firma ortağı daha ilk konuşmamızda “Ben Turkcell ‘in baz istasyonlarının yazılımını yaptım” demişti. “Eyvallah” dedim, anladım, bir şeyler biliyorsun. Ertesi gün gittim yine aynı adam konuşması esnasında “Ben Turkcell ‘in baz istasyonlarının yazılımını yaptım” diyerek yine anlatmaya başladı. Lan tamam anladık! Sen yaptın, aferin, biliyorsun bu işleri …

Fakat böyle sürekli dile getirmesinin başlıca nedeni insanlara kendini kanıtlama ihtiyacı duymaktır. Çünkü önüne gelenin “ben yazılımcıyım, ben biliyorum” dediği bir ülkede yaşıyorsun ve kendini kanıtlayacak bir örneğin varsa sürekli dile getiriyorsun.

SONUÇ

Netice olarak kardeşim konu ziyadesiyle uzadı. Yaralar derin olunca mevzuda uzuyor. Bu noktaya kadar da anlayabileceğin gibi senin bu alanda danışmanlık yada seminer gibi işler yaparak para kazanabilmen için isim yapman lazım. Kişilere “xml, java biliyorum” gibi bilgiler vererek kimseye neler bildiğini yada neler yapabileceğini ispatlayamazsın.

Dolayısıyla yazılım projesi yapmak diğer düşüncelerini hayata geçirmenin yanında bir seçenek değil, mecburiyet 😉

Ayrıca Kodcu Herif 'te yer alan aşağıdaki konulara da göz fırlatabilirsiniz =)

Bilinmeyen Bilişim Kitabı

1 comment

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir