Kodcu Herif olarak yazdığım “Türkiye’de Yazılımcı Olmak” yazı dizisi aşırı ilgi görüp bir sürü soru ve karamsar yorum geldi. Herkese tek tek cevap vermeye çalışıyorum fakat arada kaçanlar oluyor. O yüzden herkesin sorusuna cevap niteliğinde ve oluşan karamsar havayı dağıtmak için bu yazıyı yazmanın gereğini duydum.
Üniversite Soruları
Çok fazla lise son sınıf öğrencisi kardeşimiz üniversitede hangi üniversiteye ya da hangi bölüme gitmeleri gerektiğine dair sorular sormuşlar. Ben üniversite tercihi yapalı 10 seneyi geçti. O dönemde zaten yazılım piyasası daha yeni yeni parlamaya başlamış, gazetelerde dergilerde geleceğin meslekleri arasında birinci olarak gösteriliyordu, şimdi 3.-4. sıralara geriledi hatta bazı kaynaklarda 7.-8. sırada. Ülkemizde hangi meslek geleceğin mesleği yada çok para kazanılacak meslek olarak gösterilse o mesleğe saldırılıyor. En fazla 1-2 yılda o meslekle alakalı ihtiyaç duyulandan fazla kişi o meslekte uzmanlaşıyor. Dolayısıyla o işte çalışacak kişiye ihtiyaç, (atıyorum) 1.000 kişiyse ve 10.000 tane çalışma potansiyeline sahip kişi yetişmişse, bu sefer hem 9.000 kişi açıkta kalıyor, hem de çalışma potansiyeline sahip çok fazla kişi olduğundan ücretler düşerek o meslek cazibesini kaybediyor.
Bu durum yazılım sektöründe böyle oldu. Öğretmenlik yaptığım dönemde çocuk gelişimi uzmanı diye bir meslek çıktı, kız öğrencilerimin hepsi “çocuk gelişimi okucam” dediler, şimdi çocuk gelişimi uzmanına ihtiyaç yok. En son iş güvenliği uzmanı diye bir zorunluluk çıktı, herkes iş güvenliği uzmanlığı eğitimi aldı, o da son dönemde yalan oldu.
Üniversiteler ile alakalı sorulara dönecek olursam şu dönemde üniversitelerin durumunu bilmiyorum. Siz de kalkıp sakın, değil internetten makalesini okuduğunuz birinin yazdıklarına, ananızın-babanızın bile ağzına bakarak geleceğinizi şekillendirmeyin. Ben lisede öğretmenlik yaparken öğrencilerimin hepsine ne olmak istediklerini sorup cevaplarını aldıktan sonra şunları söyledim: “Gençler, her ne olmak istiyorsanız önce o işi yapmaktan zevk alacağınız bir iş olsun. Çünkü iş hayatına atıldıktan sonra zamanınızın çok ciddi bir kısmını o iş için harcayacaksınız ve o işten mutlu olmadıktan sonra aldığınız paranın hiç bir esprisi yok“. Yazılımcı olmaktan zevk alacaksanız yazılımcı olun, doktor olmaktan zevk alacaksanız doktor olun, çöpçü olmaktan zevk alacaksanız gidin çöpçü olun. Fakat! Mutlaka en iyisi olun.
Yazı dizisinin ilk bölümünde de dediğim gibi, yazılımcı olmak istemenin temelinde kısa sürede çok para kazanma var. Fakat bu biraz şans işidir. “Elemanın bir tanesi gitmiş Flappy Bird diye, tek başına, bir gecede, çok basit bir oyun yapmış. Günde 50 bin dolar kazanıyormuş” diye çıkan haberlere bakarak yazılımcı olmak isterseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Flappy Bird örneği bir tane. Fakat koskoca bir ekiple, aylarca uğraşıp, bir oyun yapan ve günde 5 dolar bile kazanamayan binlerce örnek bulunur. Siz gidip binlerce örneğe bakmayıp, o bir tane örneğe bakarsanız ve bu nedenle yazılımcı olmak isterseniz zamanınızı boşa harcarsınız. Milli Piyango bileti alın aynı şey. Onda da binlerce kişi bilet alıyor fakat 1 kişiye çıkıyor. Yazılım öğrenip zengin olacağını zannetmek, aldığınız bilete kesinlikle ikramiye çıkacağını düşünmekle aynı şeydir.
Yazılımcı Olmanın Avantajları
Hep dezavantajlarına, zorluklarına, sorunlarına baktık. Şimdi biraz da kaymak kısmına bakalım;
*İtibar: Etrafta çok fazla bilgisayardan anlamayan kişi var. Günümüzde de her evde bir bilgisayar, herkesin elinde bir cep telefonu var. Siz yazılımcı iseniz kişiler size büyük oranda muhtaçtır. Çünkü teknik servise gitmeden önce size geleceklerdir. Bunun için sizinle iyi geçinmeleri gerekir. Hatta para bile kazanabilirsiniz.
*Potansiyel Sahibisiniz: Yazılım sektöründe iş bulamasanız bile gidip yazılımla tamamen alakasız farklı bir işte çalışabilirsiniz. Çünkü iş veren “bu adam yazılım gibi zor bir işi yapabiliyor, o zaman bu işi her türlü yapar” gibi düşünüp sizi tereddütsüz işe alacaktır.
*Her An Zengin Olabilirsiniz: Her ne kadar yazı dizisinde ve bu konuda, bu ihtimali düşünmemeniz gerektiğine dair yazılar yazmış olsam da böyle bir ihtimal var. Yolda yürürken, tuvalette hacet giderirken, oturup TV izlerken her an aklınıza bir proje gelebilir ve o proje ile para kazanabilirsiniz. Hatta belki zengin bile olabilirsiniz. Ben bu işlere yeni başladığımda bir site kurmuştum ve Google reklamlarından ayda asgari ücrete yakın bir ücreti, hiç bir şey yapmadığım halde kazanıyordum. Siz de, sizi zengin yapmasa da en azından ek gelir olacak bir proje üretebilirsiniz. Fakat dediğim gibi, kesinlikle bu düşünceyle hareket etmeyin, yoksa hüsrana uğrar ve yazılımdan soğursunuz.
*Ekstra Gelir: Çoğu meslek sahibi, kendi mesleğinden ek gelir elde edemez. Fakat siz elde edebilirsiniz. Etrafınızda yazılımcı olduğunuzu bilen kişiler yada o kişilerin tanıdıkları web sitesine yada yazılımla alakalı bir şeye ihtiyaç duyar. Sizde bu şekilde en az asgari ücret kadar ek gelir kazanabilirsiniz.
*Script Yazıp Satabilirsiniz: İnternette çok fazla tema/script yazıp satarak para kazanan kişiler var. Sizde aynı şekilde bu yöntemle para kazanabilirsiniz.
Aslında daha sayılacak çok fazla avantajı var. Sadece para odaklı hareket edilmemeli. Yazı dizisinin son bölümünde de belirttiğim gibi: Güzel bir iş bulup rahat şartlarda çalışarak iyi para kazananlar, serbest olarak çalışıp bir haftada yapabileceği 1.000 TL’lik işi elinin tersiyle itenler, yaptığı basit projeden her ay havadan para kazananlar, şirket kurup o işi büyüterek çok para kazananlar elbette var.
SONUÇ
Yazı dizimizde çok karamsar bir hava çizdim, farkındayım, ki yazı dizisinin sonunda da bunu belirttim. Peki ben gençliğinin 10 yıl civarını bu mesleğe kendisini adamış, gidip binlerce liraya eğitim almış, bir sürü eğitim setine para vermiş, yıllarca kendisini bir odaya kapatıp sürekli bu işle uğraşmış, aylarını harcayarak yaptığı projelerin hiç bir işe yaramaması sonucunda boşa vakit kaybetmiş biri olarak pişman yada yazılımdan şikayetçi miyim? Kesinlikle hayır. Çünkü bu mesleği seviyorum. Para için değil, aynı bu yazıyı yazmaktan mutlu olduğum gibi para kazandırmayacak olsa bile tamamen kendime ait ya da katkıda bulunduğum, “bunu ben yazdım/yaptım” demekten zevk alıyorum. Bazı arkadaşlar yazdığım makalelerin çok uzun olduğunu söyleyip okuyamayacaklarını söylüyorlar, ben yazdığım her makaleyi en az 7-8 kere farklı zamanlarda tekrar tekrar zevk alarak okuyorum. Herkese de anlatmaya çalıştığım şey buydu. Yazılımdan zevk alacaksanız yapın. Artısına/eksisine bakmadan yapın.
Ayrıca Kodcu Herif 'te yer alan aşağıdaki konulara da göz fırlatabilirsiniz =)
