Bilgisayar Mühendisliği Tekrar Hazırlanmalı mıyım?

Bilgisayar Mühendisliği Tekrar Hazırlanmalı mıyım?

4 kez bilgisayar mühendisliğini kazanmak için sınava giren fakat başarılı olamayan kardeşimizin çektiği sıkıntıları ve 5. kez bilgisayar mühendisliği sınavına hazırlanıp hazırlanmaması gerektiğine dair sorduğu soruyu cevaplıyoruz.

SORU:

Abi bu başlığa göre biraz cevabı güç ama ben sana hikayemi anlatayım;
İlkokul yılları vasat bir öğrenci olarak 8. sınıfa kadar öyle böyle 5 farklı okulda eğitimimi tamamladım , oks sınavına girdim lise için ve oradan 316 puan aldım , ben hep bilgisayar mühendisi olmak istedim küçüklüğümden beri , lise tercihi zamanımda ise ne yazık ki akraba var ayağına meslek lisesi gönlüm olması için de bilişim teknolojileri bölümüne kaydımı yaptırdım (halk arasında bilgisayar bölümü işte). Çok şükür bölüm derslerim başarılı , kültür derslerim inişli çıkışlı öyle böyle 4 sene de kalmadan mezun oldum. Yıl 2012 ve benim artık lisem bitmişti. 2012 – 2013 – 2014 ve 2015 olmak üzere her sene üniversite sınavına girdim. Önceleri barajı geçemedim çünkü en son girdiğim sınav 8. sınıftaki Oks sınavıydi, ikinci sene barajı anca geçtim ama lys den bir şey yapamadım derken öyle böyle bu seneye dayandık , fakat lys den yine hiç bir umudum yok , yapamayacağım biliyorum. Diyeceksin şimdi, Neden çalışmıyorsun?.. Abi valla anlamıyorum , önüme koy algoritmayı kurarım , ama matematik harbiden saçma ya, işlem önceliğinin mantığını anlamaya çalışıyorum halen , hayır biliyorum ama mantıken çok saçma işlem önceliği , bana mantıklı açıklamasını hiçbir hoca yapamadı sadece bu örnek bende matematiği çürütecek daha çok sorgular var. Her neyse… Abi üni diploması olmadan olmaz , dışarıdan çalıştım 500 tl ye en az 4 tane site yaptım , daha önce yapılmış sitelerin bir kaç hatalarını açıklarını düzelttim , firmaya site kurdum , e ticarete kaptırdım bi ara kendimi , alacağım ücret 250 tl ve onu bile vermemişlerdi. Resmen kölelik yapmışım , fakat sonradan öğrendim fiyatı. Her neyse , tabiri caizse eşşşşekler gibi üniversite istiyorum , cidden bak zaten kız olmuyor bölümde ama kafamı bilgisayar dillerinin başından bir an kaldırmayacağım yani üni yaptım hadi takilim yok , ha illa olur ama böyle çöl de susuzluk çekiyorum o derece istiyorum bu bölümü , aşığıyım abi. 2 senedir kodlarımın suratına bile bakmıyorum unuttum ve zoruma gidiyor. Şöyle bir bakıyorum eriyorum uzaklaşıyorum abi. En kötüsü de en can alıcı noktası yaşım 21… Ailem yeter diyor , çevremdekiler bana gülüyor bir kaçı hariç geri kalan hepsinin dalga konusuyum , kuzenlerim kazandı gitti , lise arkadaslarım gitti bir yere , ilk okuldan bir arkadaşım yazılımı kazandı ona soruyorum anlat nasıl birşey diye hep geldiğinde. Askerliği tecil ettirdim bu sene sonunda süresi doluyor. Abi gözlerim yaşardı zoruma gidiyor. Lise de hoca derse girdiğinde yatın çocuklar derse , ve ya sınıfta kimse ders çalışmak istemezse , abi kurunun yanın da yaş da yanıyor , sonra sen de hiç istemiyorsun dersi, lise yıllarım hep boşa gitmiş , 21 sene bomboş , hayatıma ne bir yabancı dil koyabildim , ne bir üniversite , ne de beni tatmin edecek bir başarım kariyerim var. Lise 1 den beri karşılıksız sevdiğim kıza mesaj dahi atamıyorum ee sen ne yapıyorsun der diye. Öyle bir başarısızlık duygusu var ki anlatamam. Ama kendimi şu bölüme bi atsam , diplomamı verip ders göstermesinler ben kendimi rahat hissedeyim 4 sene de kaparım. Java öğrenmek istiyorum en çok. Bilgisayarımın başına kurulup kod yazmak istiyorum.
Abi şimdi özet bir şekilde sorumu sorayım bu halime göre cevaplaman için yazdım bu kadar , şimdi 21 yaşındayım ya ben hani , eğer ki seneye son kez ve zaten son sınavlar olacak kazanırsam ünide hiç sınıfta kalmadan (ihtimal) 26 yaşında mezunum , 27 ye askerden gelirim 6 ay askerlik ıvır zıvır işte 27. Abi bu bölüm için değer mi ? Gelecek korkusu sardı beni boşta kalır mıyım? Hani diyeceğim şu ki beni zorlar mı zor duruma sokar mı? Eğer alttan ders alırsam ki asla çalışmadan yapamam derslerime , şöyle bir 29 yaşında herşeyimi tamamlarım en kötü. Tecrubeli birisinden birşeyler duymaya ihtiyacım var önümü göremiyorum hata yaparsam senelerime mal olacak.
Zamanını çalmış oldum hakkını helal et , cevaplarsan takip ediyorum sürekli. Hayatında başarılar dilerim inşallah.

CEVAP:

Öncelikle hakkım sana sonuna kadar helaldir canım kardeşim. Açık konuşayım, okurken duygulandım. Yer yer kendimi dahi gördüm. KodcuHerif.Com ‘da sürekli istemesek de dile getirdiğimiz eğitimsel ve sektörel sıkıntıları yaşamışsın ve yaşamaya devam ediyorsun. Bunda büyük oranda eğitim ve bilişim sektörünün suçu olduğu gibi sende de suç var. Sendeki suç sadece çalışman gereken derslere çalışmamaktan ibaret değil, alternatif yollar için mücadele etmemek. Daha ayrıntılı bakalım …

Üniversite Kazanamamak Durumunda

Her zaman, herkese söylüyorum; Üniversite bu sektörde kayda değer bir işe sahip olmak için farz. Fakat üniversite kazanamayan kardeşlerime de “üniversite kazanana kadar başka hiç bir şey yapmayın” demiyorum. “Kendinizi geliştirmeye devam edin” diyorum. Bir şeyler öğrenmek, kayda değer bir şeyler yapabilecek vasıflara sahip olmak için tek yer yada yol üniversite değil. İletişim ve bilgi çağında yaşıyoruz. Günümüzde gerçekten bir şey öğrenmek isteyen bir kişinin önünde kayda değer bir engel yok.

Örneğin, Java öğrenmek mi istiyorsunuz? Bunun için üniversite şart değil. Java öğrenmek isteyen biri gider alır, eğitim seti alır, onlar olmadı açar internetteki kaynaklardan yararlanır, çalışır, her türlü öğrenir. Dolayısıyla üniversiteyi kazanamadığınız için öğrenmek yada kendinizi geliştirmek istediğiniz bir konuyu öğrenmemek yada geliştirmemek tamamen bahanedir.

En İyi Üniversite

En iyi eğitim alacağınız, kendinizi geliştireceğiniz yer üniversite değil, iş yerleri ve çalışmaktır. Bir üniversitede öğreneceğinizden çok daha fazla sektörel bilgiyi bir işe girip çalışarak öğrenirsiniz. Zaten mantık olarak üniversiteler sizi iş dünyasına hazırlar (bunda da başarılı olamazlar ayrı mesele). Kimse keyif için üniversite okumaz. Kayda değer bir işe girip, için üniversite okur.

lise mezunuÜniversiteyi kazanamadınız diye evde oturup, yan gelip yatıp, karpuz büyütmekte olmaz. Bu durum sürekli ailenizin gözüne batmanıza, maddi ihtiyaçlarınızı büyük oranda ailenizden karşılamanıza, bunların neticesinde psikolojinizin bozulmasına neden olur.

Beni liseden sonra ailem dershaneye yolladı. Dershane sonrası girdiğim üniversite sınavında başarılı olamadım. Ertesi sene tekrar dershaneye yollamak istediler, ben kabul etmedim. “Hayır, ben işe girip çalışıcam” dedim. Gittim işine girdim. Telefonla insanları arayıp ambulans aboneliği paketi satmaya çalışıyordum. Orada 2 ay çalıştım.

Sonra bilişim sektöründe bir işte çalışmak istiyordum fakat o dönemde kayda değer hiç bir şey bilmeyen, daha 18 yaşını doldurmamış, lise mezunu biri olarak kayda değer bir iş bulmam imkansızdı. Kıytırık, yeni açılan bir bilişim firmasında “2 ay eğitim, sonra maaş verilmeye başlanacak” vaadiyle çalışmaya başladım. 2 ay boyunca kayda değer hiç bir şey öğretilmedi. Kıytırık firma sahibi bütün gün internette (evli biri olarak) karı kız tavlamaya çalışıyor, 50 küsür yaşındaki babası her gün ofisi kıraathane gibi kullanıyor, ofisteki diğer iki elemanla internetten buldukları programlarla hackercılık oynuyorlardı. Haftada 1 bilgisayar işi geliyordu, bizde sorunları nasıl gidereceğimize bakıyorduk. İkinci ayın sonuna yaklaşırken dayanamayıp işten ayrıldım. Çünkü maaş verilmediği gibi, yol, yemek, sigortada yoktu ve bedavaya hizmet ediyorduk. “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” hesabı, bizde bir şeyler öğreniriz diye para kazanmadığımız gibi para harcıyorduk.

Netice olarak o sene üniversite sınavından, dershaneye gittiğim seneye nazaran daha yüksek puan aldım ve üniversiteye gittim. Şöyle bir dönüp baktığımda işinde insanları gözlemleme fırsatım olduğunu fark ettim. Her gün, günde 100 kişiyle konuşmak, ne çeşit insanların olduğu, nasıl birilerinin ilgisini çekebileceğim, satılmak istenilen bir ürün yada hizmetin satılması için neler yapabilirim gibi konularda fikir sahibi olmamı sağladı. Kıytırık bilişim firmasında da, olması ve yapmam gerekenden çok olmaması ve yapmamam gerekenleri öğrendim.

Dolayısıyla hayatınızda yada aklınızda üniversite olsa da olmasa da CV ‘nize muhakkak yazacağınız bir şey olmalı. Belki siz atıyorum mimarlık üzerine bir üniversitede okudunuz ve üniversite öncesi satış danışmanlığı yaptınız. Bunun neticesinde iş başvurunuzda satış danışmanlığı tecrübenizin bir işe yaramayacağını düşünebilirsiniz. Fakat sizi işe alacak olan kişi bunu “müşteri ile ilişkilerde deneyimli” olarak yorumlayıp, sizi sırf satış danışmanlığı yaptığınız için işe alabilir.

Üniversiteyi kazanamayıp, bir sonraki üniversite sınavına girecek olan bütün kardeşlerim ellerini vicdanlarına koyarak kendilerine itiraf etsinler ki, hiç biri bir sonraki üniversite sınavına, her sabah erken kalkıp, akşam olana kadar düzenli olarak çalışmıyor. Muhtemelen haftada bir kaç kez göz atıyor yada sınava bir kaç ay kalana kadar yatıp, son bir kaç ay çalışıyor. Bu durumda yapılacak en mantıklı şey, part-time bir işe girip, düzenli olarak sınava çalışmak.

Bu sayede hem maddi anlamda ailenize yük olmazsınız, hem ailenizin gözüne batmazsınız, hem kendinizi işe yaramaz hissetmezsiniz, hem bunların neticesinde psikolojiniz bozulmaz, hem sektörel tecrübeler edinirsiniz, hem insan ilişkilerinizi geliştirirsiniz hemde 3 kuruş maaş alacağınız için daha fazla adına üniversite sınavına 4 elle sarılırsınız. Tüm bunları sadece bir işe girerek yaparsınız 😉

Üniversite İçin Yaş Meselesi

Tabi bu noktaya kadar yazdıklarımız, lise mezunu olup, ilk girdiği üniversite sınavında başarılı olamayan kardeşlerimize hitap ediyor ağırlıklı olarak. Sınava 3-4 kere girmiş, yaşı ilerlemiş kardeşlerimiz için durum biraz daha farklı. 20 yada daha üst bir yaşa gelmiş ve hala üniversite kazanamamış kardeşlerim artık daha fazla vakit kaybetmemek zorunda. Çünkü 21 yaşında üniversiteyi kazansanız bile, 4 yıllık bir üniversiteye gidileceğini düşünecek olursak yaş 25 oluyor. 1-2 sene kaybedilmesi durumunda yaş 26-27 oluyor. Askerlik deseniz 28 oluyor. Türkiye ‘de yaşadığımızı unutmamak lazım, malum iş sıkıntısı var, prensi bulmak için bir kaç tane kurbağa öpeceksiniz yani bir kaç boktan işe girip çıkacaksınız, dolayısıyla yaş 29-30 oldu. E ne ara kariyer ve geleceğe yatırım yapacaksınız …

4 Senelik ÜniversiteAbinizden hayat kurtarıcı tavsiye… Öncelikle zaman kaybına tahammülünüz yok, bunu kafanıza iyice sokun. Ekstradan bunalıma girmekten de vazgeçin artık. İçinde bulunduğunuz bunalım durumu bataklık gibidir. Siz bunalıma girdikçe daha çok bunalıma girecek duruma gelirsiniz. Kaybettiğiniz zamanı telafi etmek için hırslı olmalı ve ekstra çabalamalısınız.

İlk yapmanız gereken şey bu sene öyle yada böyle mutlaka bir üniversiteye girmek. İlla gitmek istediğiniz bir bölüm varsa, önünüzde de iki seçenek var;

4 Senelik Üniversite; Elbette ilk arzu edilen 4 senelik üniversite. Adam gibi, zamanınızın kalmadığının, treni daha fazla kaçırmamanın bilincinde olarak çalışıp, üniversite sınavından iyi bir puan alıp, istediğiniz 4 senelik üniversite bölümünü kazanacaksınız.

2 Senelik Meslek Yüksek Okulu; Baktınız olmadı, istediğiniz bölümün 4 seneliğini kazanamadınız. O zaman o bölüme yakın meslek yüksek okulu bölümünü kazanacaksınız. Örneğin bilgisayar mühendisliğini istiyorsanız, bilgisayar programcılığı meslek yüksek okuluna gideceksiniz. 2 sene meslek yüksek okulunda derslerinize kasıp, 4 yıllık bilgisayar mühendisliğine geçiş yapacaksınız. Neticede o bölümü çok istiyorsanız, 2 yıllık meslek yüksek okulunda da ağırlıklı olarak o bölüm ile alakalı çok ders göreceksiniz ve başarılı olmamak için kayda değer bir nedeniniz olmayacak. E bi zahmet bölümünüz ile alakalı olmayan bir kaç derse de çalışırsınız artık…

2 Senelik meslek yüksek okulundan bilgisayar mühendisliğine geçiş yapamasanız bile 4 senelik üniversite farz. Bu nedenle 2 yılın sonunda açık öğretim fakültesinden bir bölüme geçiş yapıp, artı 2 yıl daha okuyarak 4 senelik bir üniversite mezunu olacaksınız.

Bu seçenekler olmadıysa yine boşta kalmak ve bir sene daha kaybetmek yok. Son çare direk açık öğretim fakültesine gideceksiniz. Hem bir işe girip çalışacak hemde okuyacaksınız.

Tüm bunların yanı sıra kendinizi diğer konularda geliştireceksiniz. Örneğin bir yazılım dilini kendi kendinize öğrenmeye çalışacaksınız. İngilizce bilmiyorsanız bir kursa giderek yada diğer imkanlarla İngilizce öğrenmeye çalışacaksınız. Dolayısıyla kendinize değer katacaksınız.

SONUÇ

Uzun bir cevap oldu. Fakat bunun nedeni bu sorunu yaşayan ciddi bir kesim olup, hemen hemen herkesin bu durum nedeniyle sıkıntılar yaşaması.

Hayatta karşınıza çok engeller, çok sorunlar çıkacak gençler. Yaşım 30’a geldi. Şairin “yolun yarısı” dediği yaşa fazla kalmadı. Okul sıralarındayken büyüklerimizin “pehheyy … senin derdin de dert mi… Sen büyüdükten sonra görürsün derdi” dediklerinde tam olarak ne dediklerini anlamıyor, anlayamıyor insan ve en büyük dert sahibi olarak kendisini görmeye devam ediyor. Fakat gerçekten de yaş büyüdükçe dertler de büyüyor.

Geçim sıkıntısı, aile kurmak, evin reisi olmak, senin sorumluluğunda olan bir eşinin ve çocuğunun olması, onların hayatlarındaki maddi imkanlar ve imkansızlıkların sorumlusu olmak, elektrik, su, kira, telefon, yeme, içme ve benzeri giderleri cebinde olan parayla denkleştirmek, daha sayılabilecek bir sürü derdi düşündüğünde üniversite sınavını kazanma derdi komik kalıyor.

Öğrenci iken, bir sorumluluğa sahip değil iken, imkansızlıklardan dolayı ebeveynlere bok atmak ne kadar kolay geliyordu. “İyi bir telefona sahip değilim çünkü babam almıyor” deyip baba ve anneyi suçlu görmek basitti. Fakat öğrencilik hayatı bittikten sonra iş bulamamak, bulduğunuz işte boktan insanların sizden kat ve kat maaş alması, kendinizden bile daha çok sevdiğiniz kişiyle evlilik kararı alıp, ev kurarken hep maddi imkansızlıklara takılmak, arkadaşlarınız yada eşinizin arkadaşları araba ile istediği yeri gezerken sizin otobüs durağında otobüs beklemeniz, tatil hayallerini hep maddi imkansızlıklar çerçevesinde yapmanız, “ALLAH korusun bir sağlık sorunu olsa nasıl altından kalkarız” diye düşünmek ve daha sayılabilecek bir çok şey üniversite sınavının yanında ne ki …

O kadar büyük bir ironi ki, (ALLAH hepinize uzun ömürler versin) üniversite sonrası yaşayacağınız 30-40-50 belkide 60 senelik hayatınızı bu üniversite belirliyor. 50-60 sene için sadece 1 senenizi feda edip, üniversite sınavına kasmak, sonrasında kayda değer bir üniversite kazanıp öyle yada böyle bitirmek, bunun neticesinde 1 kere geldiğiniz dünyayı adam gibi yaşamak varken, 1 seneyi feda etmemek ne kadar acayip değil mi …

Ayrıca Kodcu Herif 'te yer alan aşağıdaki konulara da göz fırlatabilirsiniz =)

Bilinmeyen Bilişim Kitabı

2 comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir